3 Ekim 2013 Perşembe

Aurelien Chedjou Biz de Öyle !



Aurelien Chedjou'dan başlayarak dünkü karşılaşmayı değerlendireyim.Öncelikle Chedjou, yaptığı kritik müdahaleler , top kesmeler , Drogba'nın golünde topu oraya gönderen adam olmasını falan geçtim , Eboue'ye yaptığı yukarıdaki uyarı bence onun en olumlu hareketiydi.Bu yanlış anlaşılmasın, Chedjou sahanın en iyi 3 oyuncusundan biriydi bence.Ama 30 milyon Galatasaraylının yapmak istediğini yaptı ya o yetti bana.

Maçı değerlendirecek olursak Mancini etkisi çok çabuk kendini göstermiş ve harika bir alan savunması gerçekleştirdik.Juventus bu savunmayı ''Emek hırsızı Kassai'' olmasa muhtemelen açamayacaktı.Evet, kusura bakmayın ama Kassai'nin çaldığı penaltı emek hırsızlığıdır. Amrabat'ın o pozisyonda amatörce içeri girmesi, taraftarın adeta işkence ediliyormuşcasına bağırması,hakemin de ikili mücadelelerdeki art niyeti bu penaltıyı çaldıracaktı zaten.

29 Eylül 2013 Pazar

Tribün Homurtuları


Benim en nefret ettiğim tribün olaylarından birisi de taraftarın gerek kaçan golden sonra , gerek oyuncularımız oyundan çıkarken , gerek bir hata yapıldığında çıkardığı garip sesler , ıslık , yuhalama , protesto gibi şeyler...

Bu neden yapılır , ne amaçla yapılır anlayamıyorum. Dünkü Çaykur Rizespor maçı da dahil olmak üzere sezon başından beri sürekli böyle böyle oyuncuları futboldan soğutuyoruz diye düşünüyorum.Örneğin Burak Yılmaz'ın kaçırdığı golden sonra taraftardan özür dilemesi onun da çok üzgün olduğunun kanıtıdır.Bir de taraftarın onu oyundan çıkarken ıslıklaması yok mu ? Daha sezonun 6.maçı. Son 2 sezonun gol kralından bahsediyoruz. Forvet gol kaçırır.Ama yeri gelince de atar ki Burak son sezonda leblebi gibi gol attı bunu herkes biliyor.Özet olarak Burak'a destek çıkmalıyız.Mutlaka atmaya başlayacak

Tabii bu olaylar sadece Burak kaçırınca yapılmıyor.Bruma kaçırınca da yapılıyor. Bruma ya Bruma ! Yaşı 18 .
Dünkü maçta özellikle ilk yarının en etkili ismi.Kanat problemimize ilaç gibi geleceği çok açık.Ama bir özgüven sorunu ve heyecanı var.Bitiricilik problemi olduğunu sanmam çünkü u19 turnuvasında atmıştı bunları.

Fatih Terim gittiği için stada sırf protesto yapmaya giden taraftarlar var. Oraya takımı desteklemeyecek kimse gitmemeli. Tamam, Fatih Hoca'nın gittiğine ben de üzüldüm ama kendisinin de dediği gibi ;
''Aslolan Galatasaray'dır.''

Mancini mi , Bielsa mı ?



Galatasaray'ımız'da teknik direktör arayışları sürüyor. En büyük iki aday , Mancini ve Bielsa. Aslında ''en büyük iki aday'' demeye gerek yok çünkü hocamız bu ikisinden biri olacak.
 

Roberto Mancini'yle başlayalım.Savunmaya çok önem veren bir teknik direktör olduğunu söylemeye gerek yok.48 yaşında ve daha önce İtalya kariyerinde 4 kez İtalya Kupası'nı , 3 kez İtalya Ligi'ni , 2 kez de İtalya Süper Kupa'yı kazanmış.İngiltere'de ise sadece Man City'i çalıştırmış ve hatırladığınız gibi City'nin uzun zamandır hayalini kurduğu ligi onlara kazandırmıştı.

22 Aralık 2012 Cumartesi

Zamanda Yolculuk: Oliver Kahn



Oliver Kahn, onun için söylenecek çok şey var aslında. "Maçı kurtaran adam" denilebilir onun için. Almanlar disiplinli olur derler. Tam bir disiplin abidesiydi o da. 1969'da Karlsruhe'de dünyaya geldi Alman kaleci. Doğduğu şehrin takımı olan Karlsruhe FC takımı ile altyapıdan as takıma kadar çıkma başarısı gösterdi Oliver. Henüz 17 yaşında, bir kaleci için çok erken sayılacak bir yaşta ilk profesyonel maçına çıktı Karsruhe FC takımı ile.

25 yaşına kadar Karlsruhe takımının kalesini korudu Kahn. 1994 yılında ise Bayern München takımının gözüne giren kaleci, o yılın yaz aylarında tam 
4,600,000 Alman Markı karşılığında kariyerinin sonuna dek ter dökeceği Bayern München ile anlaştı. München kalesini teslim alan Oliver, aynı yıl oynanacak olan 1994 FIFA Dünya Kupası'nda, Almanya Milli Takımı'na çağırılsa da çapraz bağlarının sakatlanması sonucu ancak 2 ay sonra, 1995 senesinde milli takım formasına kavuşabildi... İlk Milli Formasını 26 yaşında giyen Kahn, Milli Takım'ın as kalecisi Andreas Köpke'nin emekli olmasından sonra bu formayı devralacaktı.


3 Eylül 2012 Pazartesi

1000'inci Galibiyet ile Gelen Liderlik


Galatasaray'ımız Spor Toto Süper Lig 3.haftasında Bursaspor'u 3-2 mağlup ederek ligteki toplamda 1000. galibiyetini elde etti ve lig başladıktan 2 hafta sonra tekrar liderlik koltuğunu ele geçirdi.1000. galibiyetimizi stadımızda almak ve bu galibiyetle liderliğe yükselmek de ayrı bir güzel oldu.

Maça iyi başlayamadık ama çabuk toparladık ve 10.dakikadan sonra oyundaki üstünlüğümüzü rakibe kabul ettirmeyi başardık.Ardı ardına gelen pozisyonlardan sonra gol gelince rahatladık ve topu daha çok ayağımızda tutmaya çalıştık.Emre Çolak maça iyi başlayan oyuncularımızdan birisiydi.Ve bence Arda'dan kat kat yetenekli bir oyuncu.Biraz fizik biraz da oyun zekasını geliştirdikten sonra çok etkili bir oyuncu olacağından hiç şüphem yok.2.yarıda oyuna Burak Yılmaz ve Amrabat dahil oldu. Golü yedikten sonra yine üstünlüğü elimize aldık ve maçı getirecek pozisyonları bulduk.Bunlardan bir türlü faydalanamadık ama Musa sağolsun bizi tekrar öne geçiren golü kendi filelerine yolladı .